13 Mayıs 2009 Çarşamba

Bir Canlı Tarih Vardı: Şevket Çulha

M.NİHAT MALKOÇ

Ecel gemisi, acı siren sesleriyle hayat limanına uğrayarak oradan topladığı yolcuları ebedî âleme taşıyor. Bu mahzun göç, dünyanın yaratılışından bugüne dek durmadan devam ediyor. Bu göç dünyanın yıkılışına kadar da öylece devam edecektir. Göçenlerden çok, arkada kalanlar yıkılıyor. Fakat Yunus Emre’nin şu veciz beyti bizleri biraz olsun rahatlatıyor:

“Ölümden ne korkarsın/Korkma ebedî varsın.”

Biz Müslümanlar, ölümü bir hicret olarak görüyoruz. O yüzden de ölümden korkmuyoruz. Ölümü ‘şeb-i arus(düğün gecesi)’ olarak gören Mevlana’nın torunlarıyız biz… Ama her nedense hüzünlü oluyor göçler… Hele hizmetleriyle sembolleşen kişilerin ölümü derin bir elem veriyor insana. Merhum Şevket Çulha’nın ölümü de vaktiyle beni çok üzmüştü.

Trabzon’da ‘yürüyen tarih’ olarak adlandırılan Şevket Çulha, 1911’de Boztepe’de dünyaya gelmişti. Birinci Dünya Savaşı’nda Ordu’ya göç etmek zorunda kaldılar. O yıllarda, o çocuk yaşında büyük sıkıntılar yaşadı. Okula orada başladı. Trabzon’un kurtuluşundan sonra bu şehre geri döndüler. Cudibey İlkokulu’na kaydoldu. Ticaret Okulu’na devam etti. 1927’de Yeni Yol gazetesinde spor muhabiri olarak çalışmaya başladı. Bir ara Belediye Başkâtip Muavinliği yaptı. Daha sonra Tekel İşletmesinde çalıştı. Belediye Meclisine seçildi.

Merhum Şevket Çulha Ağabey’le Karadeniz Yazarlar Birliği’nin kuruluş aşamasında, Trabzon İl Halk Kütüphanesi’nde tanışmıştım. Çok dolu, asaletli ve ciddi bir insan olduğu her hâlinden belliydi. Ben o zamanlar yirmi yaşlarında tığ gibi bir delikanlıydım. Toplantıdaki en genç isim bendim. Bu durum rahmetli Şevket Abi’nin de dikkatini çekmiş olacak ki yanıma yaklaşıp sorular sormuştu bana. Bir süre öylece muhabbet etmiştik. Sonunda da gelecekte iyi bir kalem erbabı olacağımı söyleyerek iltifatlarda bulunmuştu bana. Güç ve moral vermişti.

Ben Karadeniz Yazarlar Birliği kurucuları arasında en genç üyeydim. Şevket Çulha da en yaşlısı…. Seksen yaşında bir insanın bu gibi etkinliklere katılması doğrusu garibime gitmişti. Şevket Abi, 1911 ilâ 1996 yılları arasında dolu dolu 85 yıl ömür sürdü. Hayatını hayırlı hizmetler yolunda tüketti. Ölümüne dek onlarca vazifeyi başarıyla ifa etti.

Sporla iç içe bir insandı o... 1930 ilâ 1951 yılları arasında Trabzon Spor Bölgesi Genel Sekreterliği, Hakem Komitesi Başkanlığı, Ceza Kurulu Başkanlığı, Denizcilik Ajanlığı, Spor Bölge İl Müdürlüğü, Atletizm ve Futbol Ajanlığı yaptı. Spora gerçekten büyük hizmetler etmiştir. Bu arada İdman Ocağı, Gençler Kulübü, Karadeniz Kulübü, Şehir Kulübü, Kızılay, Çocuk Esirgeme, Verem Savaş gibi kuruluşlarda başkanlık ve üyeliklerde bulunmuştur.

O, aynı zamanda usta bir kalemdi. Trabzon tarihinin canlı şahitlerinden birisiydi. Yeniyol, Halk ve Şehir, Karadeniz, Kuzey Haber gazetelerinde; Akın, İnan dergilerinde uzun yıllar yazarlık yaparak tarihî birikimlerini yeni nesle aktarmıştır. O, ‘Basın Şeref Kartı’ sahibi olan ender simalardan biriydi. Ölmeden önceki son vazifesi Karadeniz Yazarlar Birliği Yazarlar Meclisi Başkanlığı’ydı. O, daima insanlara rehber ve yardımcı olmaya gayret etti.

Çulha, Atatürk’ün Trabzon’a gelişini çok iyi hatırlayan ve en önemlisi de karşılama merasiminde görev alan tarihî şahsiyetlerden birisiydi. Trabzon’un mâzisini onun kadar iyi bilen ikinci bir isme rastlamak zordur. Muhacirlik günlerinin acılarını yaşayan bir insandı. Bu mevzulardaki hatıralarını değişik yayın organlarında dile getirmiştir. Gençler bunları okumalı.

Canlı tarih merhum Şevket Çulha’nın, ömrü boyunca yaptığı vazifeleri başlıklarıyla sıralarsak sayfalarımız kâfi gelmez. Araştırmacı-Yazar Mustafa Yazıcı’nın yaptığı hesaplara göre Çulha, 85 yıllık ömrü boyunca üç yüz yıllık hizmet görmüştür. Böyle insanlar çok nadir geliyor dünyaya. Araştırmacı-Yazar Murat Yüksel Bey, Şevket Çulha’yla görüntülü vesika niteliği taşıyan mühim televizyon programları yapmıştı. Trabzon’un tarihî ve kültürel mâzisi konusunda araştırma yapmak isteyenler bu program kayıtlarından yararlanabileceklerdir. 13 Kasım 1996’da aramızdan ayrılan gazeteci-yazar Şevket Çulha’yı unutmadık, unutmayacağız. O, vefakâr Trabzonluların hafızasındaki yerini hep koruyacaktır. Allah rahmet eylesin.